Create Your Glitter Text


 
SEVGİ VE HOŞGÖRÜ KENTİ KONYA
MENU  
  ANA SAYFA
  KONYA HABERLERİ
  Ziyaretçi defteri
  İletişim
  KONYA'YI TANIMAK
  KONYA'NIN TARİHİ
  TRUSTİK BİR GEZİ
  KONYA YEMEKLERİ
  KONYA TÜRKÜLERİ
  KONYA SPOR
  KONYA NOSTALJİ
  KONYA HARİTASI
  Konya iklim ve bitki örtüsü
  KONYA'DA İÇME SULARI
  ÖNEMLİ TELEFONLAR
  KONYA OTELLERİ
  KONYA ŞİİRLERİ
  KONYA COĞRAFİ KONUMU
  KONYA EKONOMİSİ
  KONYA POSTA KODLARI
  MEVLANA
  HAYATI
  CENAZE NAMAZI
  ESERLERİ
  EĞİTİMİ
  NASREDDİN HOCA
  ÖĞÜTLERİ
  HAKKINDA SÖYLENENLER
  KİTAPLARI
  ZİYARET MEKANLARI
  ÇATALHÖYÜK
  MEVLANA MÜZESİ
  ALAADDİN TEPESİ
  KAPU CAMİ
  AZİZİYE CAMİ
  SELİMİYE CAMİ
  APA BARAJI
  MODERN BALIK HALİ
  BEYŞEHİR GÖLÜ
  HADİM YER KÖPRÜ ŞELALESİ
  İSTİKLAL HARBİ ŞEHİTLİĞİ
  İSTASYON PARKI
  MEKE GÖLÜ
  BEYŞEHİR EŞREFOĞLU CAMİ
  ALAADDİN CAMİ
  Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi
  ATATÜRK EVİ MÜZESİ
  ÜÇLER MEZARLIĞI
  MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ
  SİLLE
  SADAKA TAŞLARI
  ADALET PARKI
  İNCE MİNARE MÜZESİ
  TINAZTEPE MAĞARASI
  İPLİKÇİ CAMİİ
  KONYA İLÇELERİ
  AHIRLI
  AKÖREN
  AKŞEHİR
  ALTINEKİN
  BEYŞEHİR
  BOZKIR
  ÇELTİK
  CİHANBEYLİ
  ÇUMRA
  DERBENT
  DEREBUCAK
  DOĞANHİSAR
  EMİRGAZİ
  EREĞLİ
  GÜNEYSINIR
  HADİM
  HALKAPINAR
  HÜYÜK
  ILGIN
  KADINHANI
  KARATAY
  MERAM
  SARAYÖNÜ
  SEYDİŞEHİR
  TAŞKENT
  TUZLUKÇU
  YALIHÜYÜK
  YUNAK
  NAMAZ VAKİTLERİ
HAYATI

HzMevlananın Hayatından DerslerMevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur.
Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında "Bilginlerin Sultânı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.

Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yılllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı.

Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.

Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Mûsâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler.

1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Âlim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.

Bu yıllarda Anadolunun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.

Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler.

Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu SarayınınGül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu.

Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.

 

Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü.

Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar.

Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk' ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını Mevlâna'nın vasiyeti üzerine Sadreddin Konevî kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevî çok sevdiği Mevlâna'yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine, Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Sıraceddin kıldırdı.

Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.

"Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir"
 

 
SEVGİ VE HOŞGÖRÜ KENTİ KONYA  
   
SAAT  
 


More Cool Stuff At POQbum.com

 
SPONSOR  
   
REKLAM  
   
Bugün 15 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol